Doğum sonrası attığım kilolarla ve havaların da ısınmasıyla birlikte gardrobuma yeni parçalar eklemek için kolları sıvamış bulunmaktayım. Özellikle canlı renklerin ve bu renklerin birbirleriyle beraber kullanıldığı parçalara bakmadan duramıyorum. Elbette ömrümün %80'i iş yerinde geçtiği için modayı her zaman ölçülü ve kullanılabilir düzeyde takip edebiliyorum. Oysa ne çok isterdim çimen yeşili bir skinney jean ile mor bir blazerı giyinip bunları burada aldığım sarı kırmızı kalpli NR39 ayakkabılarımla kombinlemeyi...Ama çalışıyorsanız hele hele bir de yöneticiyseniz zor...Geriye sadece haftasonları kalıyor gönlümce giyinmek için ama Eren'le birlikte 13.5 cm'lik topuklu ayakkabı giyinmek sirkte trapez üstünde yürümek gibi olur sanırımn:)
Neyse, ben yine de kıyısından köşesinden rengarenk kıyafetlerimle şirkette arz-ı endam etmeye başladım bile:) Ama ikinci bir sorun var ki o daha kötü...
Ey üretici Kardeşlerim! biz Türkiye gibi bir ülkede yaşıyoruz! bir karış kumaştan diktiğiniz o miniminnacık etekleri, elbiseleri nasıl giyineceğiz biz yahu??? hadi giyindik giyelim nasıl yürüyeceğiz sokaklarda oramız buramız açılmadan!!! Hadi kısasını yaptın biraz da bizim gibi standart üstü boydakiler için uzun boylu bir şeyler üretsene!!!
İpekyol, NGStyle ve Machka bu dertten muzdarip olanlar için harika seçenekler sunuyor ama yeni sezon fiyatları uçmuş durumda. Bir tekstilci kızı olarak 1'e mal edilen bir kıyafetin 10'a satıldığını bilerek içim elvermiyor bir eteğe 10 katı para vermeye... Sırf bu yüzden İndirim zamanları gözüme kestirdiğim modelleri bulabilmek için şehirlerarası yolculuk etmişliğim bile vardır benim:)
İşte saydığım bu nedenlerden ötürü tarzıma uygun bulduğum bir kaç parça dışında istediğim şeyleri kendim dikmeye karar verdim. Hem istediğim renklerde hem de istediğim modelde kıyafeti oluşturmak için başladım Hazinem dediğim eski Burda dergilerimi karıştırmaya. Özellikle 60-70'lerin kıyafetlerine bayılıyorum hep söylediğim gibi. İstediklerimden biri tam daire, çıtır desnlerde bir etek. Bunun için bu sezon pek moda olan kalp deseninde kumaş bulduğumda altın bulmuş kadar sevinip aldım hemen. Kırmızı üstüne beyaz kalpleri olan kumaşı ziyan etmeden, en doğru şekilde kesmek için kalıp kullanmayı tercih ettim ve 1964 yılının mart ayına ait Burda dergisinde verilen bir elbisenin tam daire etek kalıbını çıkardım. Hemen dün gece Eren'i uyutur uyutmaz biçtim ve dikmeye hazır bıraktım. Bu akşam bitirebilirsem muhteşem olacak. Yalnız gece uykusuz kalınca sabah sudan çıkmış balık gibi oldum o ayrı:(
İkinci olarak Louis Vuitton 2010 kış sezonuna ait muhteşem Marc Jacobs tasarımı deri etekte gözüm vardı. Tabii ben sadece modelini benzeyecek şekilde biçeceğim. Keşke aynısına sahip olma şansım olsa...Gerçi bu koleksiyon benim ayıldığım bayıldığım, her bir parçasını kaydedip benzerini dikmek istediğim bir koleksiyondu. Şimdilik bu etek için aklımda koyu yeşil, kırışmaması için hafif polyester karışımı olan bir kumaş var.
Bu eteğin üstüne de minik, canlı renklerde desenli bir brokar kumaş düşünüyorum. Elimde bir tane var ama kumaşçıda krem üstüne mor, yeşil, fuşya çiçekli, tam şopar işi bir brokar kumaş gördüm. Etek için hayal ettiğim gibi bir yeşil kumaş bulursam bu brokar kumaşı da, yine yanlış hatırlamıyorsam 1964 yılının Mayıs sayısına ait ceketin tıpkısının aynısını yapmayı düşünüyorum.
Yalnız ben üç düğme değil en fazla iki düğme yapacağım ve beline kemer kullanmayacğım. Kırmızı etek bitmeye yakın, diğer ikisi için de bu akşam eve gitmeden kumaşçıya gideceğim yoksa yarın öğlen babamın işyerine tacize gideceğim. Eğer aradıklarımı bulursam tüm haftasonunu bu takımı dikmek için harcayabilirim. Tabii Eren müsaade ettiği müddetçe:) Gelişmeleri aktarırım.
5 yorum:
Ne kadar hevesleniyorum, kıskanıyorum :) dikiş dikebilenleri gördükçe :( dikiş kursuna falan mı gitsem acaba :)
gerçekten çok rahatlatıcı bir hobi dikiş dikmek sevdacım. Ben hem bebek hem iş hayatı yüzünden çok seyrek oturabiliyorum makinemin başına ama ilerde daha çok vaktim olunca tamamen bu işe yönelip kendimi geliştirmek istiyorum.
Bende anlamiyorum gercekten bu kisa elbise/etek modasini türkiyede, hadi burda erkeklerin gözleri alismis bakmiyorlar bile, ama türkiyede biraz güzel alimli birseysen ful giyimli bile olsan adamlar gözlerle soyuyorlar resmen...sanirim mini seylerle onlarla basetme sabirinida giymek gerek ; )
çok haklısın vivacım. İşte bu yüzden Türkiye'de bir şeyi giyinirken 40 kere düşünmek zorunda kalıyor insan:(
Sevgili esra çok teşekkür ederim güzel yorumların için. Valla ben modelistlik kusuna gitmeme rağmen hiç uğraşmadan Burda kalıplarını kullanmayı tercih ediyorum. özellikle yeni başlangıç için Pratik dikiş adı altında çıkan sayılarını tercih etmeni öneririm. kalıbı kesip kumaşın üzerine koydum mu tamam:)
Kırmızı eteğim 1964 yılının mart sayısı. Bir elbise kalıbından ayırarak çıkardım kalıbı. Bak bu kış hazır giyimde de yüzümüz gülüyor. Midi ve maxi etekler moda olunca tüm markalar etek boylarını uzattı:)
Oğullarını Allah bağışlasın bu arada:) Eren çok hasta maalesef hem 6 diş aynı anda geldiği için ishal, hem üst solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle kulak iltihabı olmuş hem de alerji atağı geçirdiği için ciğerleri davul misali gürlüyor:( bir kaç gündür keyifsiz ve zor zaman geiriyoruz. Yine de çok şükür diyorum. Allah beterlerinden saklasın. Dikiş ile işgili herhangib ri yardıma ihtiyacın olduğunda veya kalıp istediğinde seve seve yardımcı olabilrim esracım.
sevgiler
Sevgilerr
Yorum Gönder