Neyse "Ye kürküm ye" muhabbetinin geçerli olacağı şahsiyetlerden biri olmadığım için araya çabuk kaynadım ve kalabalığı incelemeye aldım.
Defileyi gerçekleştiren firma bir Türk firması olmasına rağmen ürünler yabancı ürünlerle yarışacak kadar güzel ve göz alıcıydı. Kadınlar günü olması nedeniyle gerçekleştirilen kısa bir Ödül töreninin ardından ( ödüllerden biri Pınar Eczacıbaşı tarafından Ressam Hanife ...'e, diğeri ise İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş tarafından Semra Özal'a verildi) defile başladı...
Kadın olup kıskandıracak kadar zayıf vücutlara sahip çıtır modelleri görmek elbette ızdırap vericiydi. Ama en çok dikkat ettiğim nokta, 16-18 yaş aralığındaki tüm Slovak mankenlerin hepsinin onca zayıflıklarına karşın formsuz ve selülitli vücutları oldu. Evet Evet yanlış söylemiyorum hepsinde ileri derecede selülit vardı?!
Gecenin en çok anons edilen bölümü Tuğçe Kazaz kızımızın baş mankenlik yapmasıydı ki bu sabah gazetelerde okuduğum kadarıyla ilk defa iç giyim defilesine katılmış...Aslında katılmasa da olurmuş çünkü o kadar şık, o kadar zarif çamaşırların vücudunun her yeri anlamsız dövmelerle dolu bir manken tarafından tanıtılması ne kadar artı puan kazandırmıştır onu tahmin edemiyorum. Üstelik ağzında pabuç kadar sakızla çıkması da bir o kadar anlamsız ve gayrı ciddiydi.
Benim gecenin en çok sevdiğim tarafı ise çıkışta şirin pembe t-shirtlü kızlar tarafından dağıtılan çamaşır kesecikleriydi. İçinde farklı renklerde şık külotların olduğu keseciklerden kaptım elbette:)
İşte geceden yakalabildiğim fotolar;
Bu da hediye çamaşır kesem. İçindeki mi? O da bana kalsın:)
1 yorum:
tugce kazazi ben hic sevmiyorum.kadinlar ve ic camasiri!vazgecilmez bisey:)))
Yorum Gönder